19. Sayı / 4. Kısım
Fonbulucu kurucusu Hakan Yıldız anlatıyor:
YATIRIMCI İKİ ŞEY ARIYOR
KAZANÇ VE GÜVEN
Bu sayıda start-up serisi içinde büyük resmi konuşabileceğimiz isimlerden biriyle beraberiz. Hakan Yıldız, start-up ekosisteminin her aşamasını dikkate alarak bir ekosistem kurmayı hedefleyen, bunu da büyük ölçüde başarmış bir isim. Fonbulucu çatısı altında girişimci veya yatırımcı, erken aşama veya start-up, ekosistemin tüm paydaşlarını dikkate alan bir yapı inşa ediyorlar. Bunu yaparken kitle fonlaması ve tüm diğer fonlamalar için inşa ettikleri regülasyona tabi yapılar da konuyu basitleştiriyor ve uygulanabilir kılıyor. Senelerce yatırım arayan start-upların saatler içinde fonlanabildiği bir sistem kurmuşlar. Bize, henüz lansmanını yapmadığı projelerden de bahsetti. Keyifli sohbeti, samimi ve detaylı cevapları için kendisine tekrar teşekkür ederiz.
Röportaj: Atıl Ünal
EDİTÖRÜN NOTU: Girişimciye ve ona fayda sunan bütün ekosistem paydaşlarına kendilerini ifade edebilecekleri sürekli bir mecra konumuna gelmesi amacı ile düzenlenen Start-Up Day 2022, What’s Next teması ile 22 Kasım Salı günü, İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleşti. Anlık Normal Dergi bütün ekosistem paydaşlarına kendilerini ifade edebilecekleri bir fırsat daha sunmak amacı ile What’s Next konuşmacılarının görüşlerini sizlere sunmaya devam ediyor. Haydi birlikte bakalım, sırada ne var?
Soru
“Fonbulucu nedir, ne yapar, kitle fonlaması nedir?” gibi sorular çok soruldu, siz de çok cevap verdiniz. Önce bir adım öncesini sormak isterim. Bir girişim olarak Fonbulucu’nun iş fikri nedir, hangi ihtiyaca çözüm oluyor?
Cevap
Biz yola çıkarken tek bir noktada girişimleri listeleyen bir platform olmak yerine kendi ekosistemimizi kurmaya çalıştık. Bu iddialı ama altı dolu bir söylem. Üç ana unsur var: girişimciler, yatırımcılar ve tabii ki bunları buluşturan platform. Tek bir bakış açısıyla bunu yapmanız mümkün değil. ‘Bir web sitesi kurayım, orada girişimleri listeleyeyim, yatırımcılar da gelsin yatırım yapsın’ şeklinde basit bir bakış açısıyla hareket edemiyorsunuz. Çünkü regüle edilen bir piyasadan bahsediyoruz. Regülasyon her ne kadar paya dayalı kitle fonlaması şeklinde çıksa da, sermaye piyasası turunda 2017’de yasa, 2019 ve 2021’de de tebliğ yayınlansa da bunun tek başına pay satışına aracılık etmek olmadığı zaten tebliğ okununca da anlaşılabiliyor. Haliyle biz de bakış açımızı çok daha geniş hale getirdik.
İlk olarak tabii ki topluluğun oluşturulması için bir platform gerekiyordu. Biliyorsunuz 2000’li yıllarından bugüne ciddi bir platform devrimi var. Dolayısıyla topluluk oluşturmak istiyorsanız bir platforma ihtiyacınız var.
Soru
Topluluk oluşturan bir platform... Peki bu topluluk ne yapıyor, sizin buradaki payınız nedir?
Cevap
Platformla beraber oluşan topluluğu tabii ki alt kırılımlara bölmeniz gerekiyor. Topluluk içerisinde birçok farklı yapı söz konusu. Birincisi Melek Yatırım Ağı. Hazine ve Maliye Bakanlığı'ndan akredite olarak bir melek yatırımcı ağı kurduk. Şu anda Türkiye'nin en büyük melek yatırımcı ağı. Niye? Çok basit. Çünkü başvuruyu dijital hale getirdik. Basit bir uygulamayla şu anda 400’ün üzerinde melek yatırımcısı olan bir ağ var. 400 sayısının önemini şöyle anlatabilirim; ben Türkiye'deki 546. melek yatırımcıyım ve toplam sayı da 800’ü geçmiyor.
İkinci alt kırılım nitelikli yatırımcı. Türkiye’de, nitelikli yatırımcıların da katılabildiği Girişim Sermayesi Yatırım Fonları var. Daha önce bunlar Risk Sermayesi diye adlandırılırdı. Bu nitelikli yatırımcılar için fonların kurulması gerekiyordu. 5 fon başvurumuz var, 3’ü aktif. 10’a kadar çıkaracağız sayısını. Fonları kurarken de daha alt spesifik fonlar kurarak devam ediyoruz. Bir alt kırılıma daha inebiliyorsunuz aslında. Teknoloji, fintech, sağlık, biyoteknoloji, tarım gibi farklı fonlar da kurabiliyorsunuz. Orada da topluluğun ilgi alanlarına, yatırım stratejilerine göre araçlar sunuyorsunuz.
Üçüncü kırılım da Paya Dayalı Kitle Fonlaması. Buraya kadar saydıklarıma dikkat ederseniz paya dayalı kitle fonlaması bir araç, melek yatırımcılık bir araç, girişim sermayesi yatırım fonları bir araç. Bunlar sermaye piyasalarında yatırım yapmak isteyen yatırımcılar için araçlar.
Kitle fonlaması tebliğindeki açılımda Borçlanmaya Dayalı Kitle Fonlaması da regüle edildi Türkiye'de. Haliyle bir açılım daha ortaya çıktı, şimdi onu hayata geçiriyoruz. Borç, üretim ve teknolojiyi destekleyecek bir yapıda kurgulandı. Burada kişiden şirkete, şirketten şirkete, şirketten kişiye gibi bir borçlanma enstrümanı var ve dünyadaki kitle fonlama hacminin yüzde 70’ini oluşturuyor. Yakında bizim bünyemize de borçlanmaya dayalı kitle fonlaması gelecek. Bir yatırımcı, bir girişime yatırım yapmak yerine borç verebilecek. Dikkat ederseniz yaptığımız işte Project Finance ve Credit var, yani aslında bankacılık faaliyetleri. Kitle fonlama platformlarının oyun alanı gördüğünüz gibi çok geniş.
Soru
Bir ekosistem yaratmaktan bahsettiniz. Yatırım araçlarını özetlemiş oldunuz. Ekosistemin devamını da dinleyebilir miyiz?
Cevap
Tabii yatırım araçları tek başına yetmiyor. Girişimcilerin ve yatırımcıların hem fiziksel hem online olarak bir araya gelebildiği girişimcilik merkezlerine ihtiyaç var. Bunu ilk kez size söylüyorum; Fon Prime adıyla bir girişim merkezi kuruyoruz. Biliyorsunuz birçok ortak çalışma alanı var. Fakat bunlar ofis kiralama, alan kiralama, sanal kiralamanın ötesine geçemiyorlar. Çünkü bakış açıları bu şekilde, iş modelleri bu şekilde. Biz onu geliştirdik. Bir Venture Builder sistemine çevirdik. 2023 yılında Ankara, İstanbul ve Antalya'da üç milyon dolarlık bir yatırım yapacağız. Biz girişim şirketini içeri alırken – altını çiziyorum girişim şirketi, herhangi bir kiracıdan ya da ofis ihtiyacı olan birinden bahsetmiyoruz – fonlayarak alacağız. Melek yatırım alanından, fonumuzdan, paya dayalı kitle fonlamasından veya borçlanmadan…
Fon Prime içine giren girişim şirketi bir fonla girecek sisteme. Dört aşamayla biz ona kol kanat gereceğiz. Fikir, prototip, şirket kuruluşu ve büyüme… Finanstan hukuka, mali müşavirlikten networking'e kadar ihtiyaç duyduğu birçok hizmeti tek bir çatı altında vereceğiz.
Soru
Girişimci tarafına her aşamada sunulan destek ile, ekosistemi tamamladık diyebilir miyiz?
İki unsuru daha eklemem lazım. Biz bu işe başladıktan sonra gördüğümüz iki önemli eksik vardı. Birincisi biraz sizin işle alakalı. Girişimcilik özelinde çalışan bir iletişim ajans yoktu Türkiye'de. Bununla ilgili 21 tane ajansla görüştük. Bir tanesini seçtik ve şirket kurduk. Ajansımızın ismi Magna Mari. Bu şirket girişimcileri bize başvurduktan sonra ele alıyor, tüm iletişimini bütün hayatları boyunca onlara vermek üzere bir hizmet sunuyor.
Bir diğer unsur da eğitim. Tüm bu anlattığım sürecin detayları ile hem yatırımcı tarafına hem girişimci tarafına öğretilmesi gerekiyor. DC isimli bir eğitim şirketi kurduk, ona da iştirak ettik. Yatırımcı ve girişimcilere eğitim veriyoruz, etkinlikler düzenliyoruz, sürekli online bilgilendirme yapıyoruz, online eğitimler düzenliyoruz.
Soru
Gerçekten sektörün her noktasına dokunduğunuz bir ekosistem inşa ediyorsunuz. Peki tepkiler nasıl, ilgi ve takdir görüyor mu bu çabalar?
Cevap
Birkaç rakam vereyim. 32 bin kayıtlı üyeyi geçtik şu anda. İşin en güzel yanı da hepsinin e-devlet doğrulamasıyla geliyor olması, bu çok değerli bir özellik. Tüm kâğıt işlerini bıraktık, sürecin %97’si dijital. E-devlet ile doğrulanan bir yatırımcı veya girişimci bir daha noter, ticaret sicil gibi işlemlerle uğraşmıyor. Tüm işlemler, Merkezi Kayıt Kuruluşu tarafından gerçekleştiriliyor. Bu bir devrim aslında, bir inovasyon…
Bu yapının işletilmesi için de bizim 33 çalışanımız var, giderek de sayısı artıyor. Ankara'da ve İstanbul'da ofisimiz var. Yakında başka şehirlerde de temsilciliklerimiz olacak. Büyük bir topluluğuz. 32 bin kişinin içerisinde en az bir kere yatırım yapan 17 bin kişi var. Bu sayılar ciddi oranda artıyor, artık haftalık takip ediyoruz büyümelerimizi. Coin piyasasını hatırlarsınız, insanlar ilk başta çok tedirgin yaklaştı, şimdi ise milyonlarca yatırımcısı var. Forex piyasaları keza aynı. Türkiye'de belli bir seviyeye kadar yeni yapılar rakamsal olarak zorlanır, biz ise bir yıl içerisinde 32 bin kişiye ulaştık, bu çok önemli. Bundan sonra çok daha hızlı büyüyecek ve 2023-2024 gibi sisteme dahil olan milyon kişileri konuşacağız. Bu da bu topluluk yapısı içerisinde aslında birçok faydayı da getiriyor. Yüksek sayılara ulaşınca, büyük rakamlar devreye giriyor, fonlama da, girişimlere yatırım da, yatırımcının kazanması da daha kolay hale geliyor.
Soru
Bir ekosistem yaratmak üzerine inşa edilen bir iş modeli anlattınız. Bu model sektör adına bir yandan gereklilik bir yandan da bugüne kadar yapılmadığı için bir nevi inovasyon yani bir sistematize etme çabası. Bir güven sağlama çabası. Bunların hepsi çok değerli. Peki iş modelinizin gelir modeli nerede? Ekosistemi kurmak çok büyük bir hedef. Her anlamda çok masraflı olduğunu tahmin ediyorum. Geliri nereden hedefliyor bu yapı?
Biz en başta her işlemden bir ücret alalım gibi yola çıkmıştık. Daha sonra bunun Türkiye’ye uygun olmadığına karar verdik. Yatırımcı ekosisteminde sistem nasıl çalışıyor ona baktık ve Success Fee gelir modelinde karar kıldık. Eğer bir başarı elde ediyorsak biz bundan pay almalıyız. Şu anda platformumuzda başarılı fonlanan girişimlerden %8 platform kullanım ücreti alıyoruz. Ya hep ya hiç finansman modeli uygulanıyor burada. Siz 1 milyon TL talep ediyorsunuz fon olarak. Biz sizi listeliyoruz ve fonlamanız 900 binde kalıyor. Fonlama başarısız olunca herhangi bir ücret almıyoruz. Dolayısıyla başarılı olması için bir motivasyonumuz var. Gelir modelimizin esası bu. İkinci bir geliri de gelecekteki alınacak yatırımlardan alıyoruz. Madem biz girişim şirketlerini fonluyoruz ve binlerce, on binlerce kişinin o şirketten haberdar olmasını sağlıyoruz, görünürlüğünü artırıyoruz; o halde ondan sonraki süreçte de alacağı yatırımlarda hak sahibi olmalıyız. Dolayısıyla dört yıllık bir süreçte eğer bir girişim şirketi yatırım alırsa ondan da %2 hak talep ediyoruz. Bunu yaparken altı boş olmasın diye girişim sermayesi yatırım fonlarımızdan bu girişim şirketlerine bizim platformumuzda fonlanırken de yatırım yapıyoruz. Aslında alacağımız veya aldığımız parayı yine yatırıma dönüştürüyoruz.
Bunların dışında iştiraklerimizden gelirlerimiz var. Bu kuracağımız Fon Prime’da ister istemez kira gelirlerimiz söz konusu olacak. Yine, söz konusu girişimcilere verdiğimiz bazı hizmetler, oradan aldığımız küçük tutarlar var. Bunların hepsini toplayınca aslında şirketimiz daha birinci yılında kâra geçti, şu an kârlı bir durumdayız. 2019 yılında kurulmuş, 2021 yılında da lisans almış bir şirket ilk dokuz ayda 3.2 milyon liralık net kâr açıkladı. Dolayısıyla yapımız kârlı, daha da kârlı olabilir. Elde ettiğimiz kârları girişimlere, yatırımlara dönüştürerek yapının büyümesini sağlamaya çalışıyoruz.
Soru
Siz fikir aşamasından nitelikli yatırım aşamasına kadar tüm aşamaları tek bir çatı altında buluşturup, ekosistemi kendi içinde çözen bir yapı kurmuş durumdasınız. Amaç da sistematize etmek. Siz aslında sahayı veriyorsunuz. Ortada bir top var, bir para dönüyor, bu topu oynayanlar var, bir de topun sahibi var.
Cevap
Sistematik çok doğru bir kelime. Girişimcilik ekosisteminde biraz parçalanmışız, herkes kendi tarafından çekiyor. Bunu komple bir yapıda düşünmek biraz yeni nesil kafası gerektiriyor. Bunu Amerika yapmış, biz yeniden keşfetmiyoruz, daha önce yapanlar var.
Yatırımcı topun sahibi dediniz ya, topun sahibinin aradığı iki şey var. Birincisi kazanç. Buraya gelen yatırımcının risk iştahı yüksek. İkincisi de güven. Türkiye'de biliyorsunuz çok kötü şeyler yaşandı, herkesin ailesinde vardır bir şeyler kaybeden. Dolayısıyla yatırımcı kazanç peşinde, ana motivasyonu bu ama bunun güvenli olmasını istiyor.
Top oynayanların risk iştahını bizim arttırmamıza gerek yok, onlar zaten yüksek. Peki bunları nasıl güvenli hissettirebiliriz?
Soru
Evet yatırımcıya güvenli hissettirmeyi nasıl başardınız?
Cevap
Üç yapıyı bu işe dahil etmeye çalıştık ve başardık.
Birincisi bu paralar nerede toplanmalı sorusuydu. Girişimcilerde ve platformlarda toplanmamalıydı. Bunu devletle çözmeyi başardık, Takasbank’ta toplanıyor paralar.
İkincisi payla paranın aynı anda yer değişmesi gerekiyordu. Yani siz bir girişimden pay satın aldınız,
parayı da Takasbank’a gönderdiniz. O payı aldığınızı görmeniz lazım değil mi? Yani aldığınız şeyin sahibi olmanız gerekiyor. Bunun için de Merkezi Kayıt Kuruluşu devreye girdi. Parayla pay aynı anda yer değiştiriyor eş zamanlı olarak. Siz payınızı merkezi kayıt kuruşunun e-yatırımcısında gözlerinizle görebiliyorsunuz, bu çok önemliydi.
Top oynayanlara biz bu güveni sağladık. Sisteme de e-devlet doğrulamasıyla giriliyor. Kâğıttan, noterden, bürokrasiden bıkmış insanlar. Onları ortadan kaldırınca bir anda kazanç sağlayan güvenli yapıyı kurmuş olduk.
Soru
Bir de top oynayanlar var. Topun sahibinden toplu aldık girişimciye verdik, o topla oynayacak.
Cevap
Girişimci topla oynayacak, para yakacak yani. 2016’dan bu yana devam eden çalışmalarımızda dedik ki, girişimcilere bu parayı verirken biz bir amaçla vermeliyiz. İşte buna da fon kullanım raporu dedik. Diyoruz ki girişimciye ‘sana bir milyon verdik ama sen bu parayı nerede kullanacaksın? Hangi amaçla, hangi tarihlerde kullanacaksın?’ Bu bir fon kullanım raporuna dönüşüyor ve taahhüt içeriyor.
Bu bir aşama, ama dahası da var. Parayı aldık, insanlara da dedik ki biz bu parayı kullanacağız. Sonuçta ‘bu parayı yakınca girişimci ne elde edecek’ sorusu devreye giriyor. Yani yatırımcının da sorusu aslında bu. Ne kazanç elde edeceğim? Orada da beş yıllık projeksiyonu alıyoruz. Bunların hepsi yayınlanıyor şeffaf olarak sistemde. Buna izahname diyebilirsiniz. Biz kampanya bilgi formu diyoruz. Dolayısıyla projeksiyonu da vaat etti, parayı nerede yakacağını da söyledi.
Girişimciden tüm bilgileri aldık, sıradaki soru ‘Nasıl güveneceğiz?’ Bunu da bağımsız denetimle çözdük. Fon kullanım raporuna uyup uymadığının, fonun tamamı harcanınca veya belli aralıklarda girişim şirketi bağımsız denetim yaptırıp bunu yayınlıyor halka açık olarak.
Soru
Peki yatırımcılar neye nasıl yatırım yapıyor? Melek yatırımcı veya paya dayalı kitle fonlamasına katılmayı nasıl ayırt ediyor?
Cevap
Şu ana kadar 46 tane girişimi fonladık. 160 milyonun üzerinde bir fon. Şöyle düşünün; her girişime yatırım yaptınız. 46 girişimde de yatırımınız var. Bu portföyünüzü yönetemezsiniz. Bu yarın 100 olur, 200 olur. Onun yerine bazı yatırımcılar, genelde büyük yatırım yapan yatırımcılar kendi portföylerini yönetmek yerine profesyonellere emanet ediyor. Fonlar işte orada devreye giriyor. Ya da bizzat melek yatırımcıdır veya olmak istiyordur. Kendi seçerek yatırım yapıp Smart Money dediğimiz akıllı para mantığıyla girişimlerin yönetim kurullarına, danışma kurullarına girebiliyor. Bizzat içerisinde olabiliyor. Yani biraz daha girişimciyle yakın temas içerisinde olmak isteyen yatırımcı da orayı tercih ediyor.
Soru
Kolaylaştırıcı bir işleviniz var aslında. Ekosistemdeki her paydaş için kolaylaştırıcı olarak tanımlayabilir miyiz sizi?
Cevap
Biz 3000’in üzerinde girişim başvurusu aldık. Şu ana kadar 57 tanesini çıkarmışız. İnanılmaz bir inceleme, eleme var burada. Bu da hem VC’lerin hem melek yatırımcıların çok işine yarıyor.
Çünkü biz olmasak iki kere para harcayacak, analiz için personel çalıştıracak. Biz bunu çok otomatize ettik. Bizle bu süreç çok hızlı gerçekleşiyor. 11 günde yatırım turuna çıkıp dört saatte fonu toplayan var. Belki duymuşsunuzdur, Shopay. Bir günde kampanyayı hazırladık, dört saatte parayı topladı. Bu kadar hızlı. Girişimcinin kazandığı zamanı düşünün. Girişimci işi geliştirmek için harcayacağı zamanı para bulmak için harcamamalı. O yüzden sistem 7/24 ziyarete açık. Dükkan 7/24 açık yani. Gelsin incelesin, istediği zaman yatırım yapsın, hatta soru sorsun, toplantı talep etsin. Anında soruyor, anında cevap alıyor bizim platformda yatırımcılar. 33 çalışanımızın %10’u, yani 3 tanesi sadece takip izleme biriminde çalışıyor, yani yapılan yatırımın yatırımcı adına takibini yapıyor. Yatırımcılar bizim sisteme dahil olunca arayıp da bulamadıkları bir yapıyla karşılaşıyorlar.
Soru
Fikir nedir? Ne zaman girişim olur? Hangi girişim start-up’tır?
Cevap
Çok aykırı bir adama sordunuz bu soruyu. Ben şu anki mevcut ekosistem gibi düşünmüyorum, biraz asimetrik bakıyorum. Ticari işletmelerin sürdürülebilirliğini sağlayan şey aslında kazanç. O yüzden ben start-up, sosyal girişim gibi ayrımlar yapmıyorum. Her bir işe girişim, o işi gerçekleştirene girişimci diyorum. Bunu kabul edenler var, etmeyenler var.
Start-up neye deniyor? Bir sorun var ve o sorun inovatif bir yöntemle çözülüyor ve bu sürdürülebilir ise bu start-up deniyor. Bence öyle değil, start-up ilk karar aşaması bence. ‘Ben bu işi yapmaya karar verdim’ aşaması. O yüzden biz fikir, prototip, girişim şirketi kurulması ve büyüme diye ayırdık. Bu karmaşayı ben kendimce şöyle çözdüm. Bir sorunu çözen ama bu çözdüğü sorunun neresinde olduğunu da bilen ve bunu sürdürülebilir kılan her iş benim için bir girişim. Bu bazen tarımsal üretim oluyor ki şu anda kuşkonmaz üretimiyle ilgili 12 yıllık bir SPV kurduk. 12 yıl sonra tasfiye olacak. Bu da bir girişim, doğrudan ihraç. Ve daha tarlaya dikmedik kuşkonmazları. 12 yılı sattık desem inanır mısınız, sattık yani.
Soru
Peki az önce verdiğiniz kuşkonmaz örneği. Kuşkonmaz üretiyorsunuz, bir inovasyon yok. Nedir onu girişim yapan şey?
Cevap
Burada ihtiyacın belirlenmesi de girişimciliğin ana unsurlarından biri. Biz Türkiye’de 1200 dönümün üzerinde bir kuşkonmaz üretimi olduğunu gördük. Sonra pazar araştırması yaptık ve Türkiye'de 4-5 bin dönümde üretim olursa rahatlıkla Avrupa'ya ihraç edilebileceğini gördük. Gittik bu işi yapanlarla oturduk konuştuk. Sözleşmeli işletmecilik diye bir model var. Yeni nesil kafası uyguladık yine burada. Sözleşmeli işletmecilik olarak ihtiyaç duyulan finansmanı binlerce kişiden -şu anda 1867 kişi- sağladık. Tarımsal üretimde finansmana yeni bir bakış açısı getirdik. Kuşkonmazı şu anda üretmesek hiçbir sorun yok. Çünkü Meksika ve Peru'dan alıyor dünya. Peki niye Meksika ve Peru'dan gelene kadar Avrupa bizden almasın dedik.
Soru
Satış inovasyonu var yani ve satış pazarındaki fırsatı görme.
Cevap
Doğru kelime buydu. Burada bir fırsat var. Bu fırsatı değerlendirmek için de her 400 dönüme 20 milyon gerekiyor. Şimdi tek bir kişinin gidip 20 milyonu riske etmesi çok kolay bir şey değil Türkiye'de. Büyük şirketler girebilirdi. Kurumsal yapılar bazı tarımsal üretimleri denedi. Girdikleri hızla geri çıktılar. Çünkü burada anlamadıkları şuydu. Beyaz yakalı çiftçiye ihtiyacımız var bizim. Matematiği bilen, vizyonu geniş beyaz yakalı çiftçilere ihtiyacımız var. Köydeki Ahmet dayıya bu parayı teslim ederseniz beceremez. Dolayısıyla orada da inovasyon var aslında. Yani kurumsal işletmelerin aslında tarımsal üretimi gerçekleştirmesi noktasında burada da yine 1867 ortaklı bir yapı kurduk. İki tane girişimci, onlar da ortak. İşleri onlar yapıyorlar. Çünkü aramızda sözleşmeli işletmecilik diye yeni bir yapı kurguladık.
Soru
Biraz daha genel bir soru: Dünya ile karşılaştırdığımızda hem girişimci hem yatırımcı olarak Türkiye’nin kültürel bir farkı var mı?
Cevap
Avantajlarımız da var, dezavantajlarımız da var. Bence girişimcilikle ilgili yaratıcılık, yani yenilik, inovasyon, bunu kabul etmek, uygulamak, araştırmak noktasında bir eksiğimiz yok. Hatta bence coğrafyanın verdiği bir avantaj var. Birçok şeyi çözmek zorundayız ya hayatımızda. Dolayısıyla bu çözüm aslında bizim kafamızı bu noktada pozitif anlamda farklılaştırıyor. Bu avantaj. Dezavantaj olan aslında hem girişimci, hem yatırımcı tarafından baktığınız zaman, finansa erişim, finansa doğru zamanda erişim, finansa eriştikten sonraki maliyet… Bu üç unsur Türkiye'de dezavantajlı durumda. Finans kaynaklarının yüzde 90’ından fazlası banka kaynakları. Sizin bir borca, bir kaynağa ihtiyacınız varsa ilk aklınıza gelen maalesef banka. Bu oran İsviçre'de yüzde 60. Şimdi haliyle yeni araçlar olması gerekiyor. Türkiye'deki bence en büyük sorunlardan biri bu. Bunun çözülmesi için de gelişmesi gerekiyor. 800 tane melek yatırımcıyla ne yapabilirsiniz? Amerika’da mesela bizim melek yatırımcı sayısında melek yatırımcı ağı olabilir.
Girişimciliğin geliştiği ülkelere baktığınız zaman aslında finans sisteminin de çok geliştiğini görüyoruz. Önce zaten finans sistemi gelişmiş. Girişimcilik de onunla gelişiyor. Çünkü yeni bir yatırım aracı olarak görünüyor. Şöyle hayal edin. Ben Türkiye Cumhuriyeti girişimcilik ekosistemi olayım. Bana 100 tane girişim gelmiş. Türkiye'deki girişimlerin ayakta kalış süresi de 14 ay, 14 ay sonra çöp, yok oluyorlar. Bunlara zaten can suyu vermezseniz yok olacaklar. Hepsine istisnasız para vermişim. 14 ay sonra yarısı fail etsin. 50 tane kaldı. 50 tanesi prototipini yapmış olsun. Biz onlara bir kaynak daha yaratalım. Bazıları da prototipten bir şirket kurdular ama pazar doğrulaması alamadı. Ürün değişti, pandemi geldi vs… Birçok sebebi olabilir. Geriye 10 tane kalsın. Bakın bir anda 100’den 10’a indik. O 10 tane içerisinde bir Unicorn'un çıkma ihtimali yüzde 11. Dünyadaki oran bu. Yani siz ne kadar çok girişimi finanse ederseniz, yukarıda Unicorn'a taşıma ihtimaliniz o kadar artıyor. Bir işin başarılı olması için illa Unicorn olması da gerekmiyor. İlla 1 milyar dolar değere de ulaşmasın, 50-100 milyon dolar değere ulaşsın ki böyle çok başarılı şirket de var.
Bizim buradaki amacımız girişimlerin 14 aylık hayatta kalış süresini 2-3 yıla taşımak. Eğer bunu başarabilirseniz, Private Equity'ye kadar sürükleyebiliyorsunuz girişimi. Private Equity dediğimizde zaten kurtlar sofrası. Eğer bir girişime yatırım yapıyorsa zaten o girişim Unicorn olacaktır. Zaten bütün derdimiz de o.
Soru
Peki tüm bu anlattıklarınız ışığında sizce sırada ne var? Pandemi öncesi zaten bir dijitalleşme vardı. Fintecler vardı, oyun vardı. Pandemi bunların hepsini biraz da mecburiyetten hızlandırdı. Bundan sonra nasıl bir yere doğru gidiyoruz? Yeni bir etken neyi hızlandırır? Ne var önümüzde?
Cevap
Bizim yaptığımız tüm çalışmaları, az önce anlattıklarımın her birini bir ürün olarak düşünelim. Bu ürünleri birleştirdiğiniz zaman karşınıza aslında bir dijital banka çıkıyor. Yani bankadan aldığınız hizmetleri hayal edin. Fon alabiliyorsunuz, borç alabiliyorsunuz, para yatırabiliyorsunuz, finansman yapabiliyorsunuz gibi… Birçok şey var değil mi bankalarda? Hatta bazı bankalar super app’e doğru ilerliyor. Bizim bu ürünleri dijital bankacılığın belki de %50-60 ürünü olarak düşünebilirsiniz. Türkiye'de de biliyorsunuz dijital bankacılıkla ilgili lisanslar verilmeye başlandı. Geleneksel, konvansiyonel bankaların dışında kurulan dijital bankaların bizlerle beraber çok yoğun mesai yapacağını, ürünlerini artık dijital ortamda müşterilere sunacaklarını veya kitle fonlaması platformu gibi kurulan ve bizim gibi ekosistem oluşturan yapıların birer yatırım super app’lerine dönüşeceğini düşünüyorum. Bu noktada da bizim zaten bir mobil uygulamamız var. Hemen bir yıl olmadan ikinci versiyonunu çıkarıyoruz. Fonların, girişime yatırımların, ikincil işlemlerin öne çıkacağını düşünüyorum. Siz bir pay aldınız, bunu bir de satmak istediğiniz zaman ikincil işlemler söz konusu. Hisse senedini aynı borsada satar gibi satabiliyorsunuz. Dolayısıyla bunların hepsinin toparlandığı yatırım super app’leri çıkacak gibi görüyorum.
Soru
Son olarak Hakan Bey’in gündemi nedir? Dışarda Hakan Bey'in anlık normal gündemi…
Cevap
Ben girişimcilikle çok fazla iç içe yaşıyorum. Benim yüzde 90 gündemimi oluşturuyor desem yanlış olmaz. Her gün girişimler başvuruyor, onları inceliyoruz, görüşüyoruz. Sorunları oluyor. Onlara abilik de yapmaya çalışıyorum. Sorunlar aslında kendi içerisinde ciddi zaman alıyor. Çok fazla sorun var çünkü. Ama bunları çözdükçe de keyif alıyoruz. Asıl gündemim sorunları çözmek diyebilirim o yüzden.
Hakan Yıldız Kimdir?
1972 yılında Kayseri’de doğdu. İlk, orta ve lise tahsilini Kayseri’de tamamladıktan sonra Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde Turizm İşletmeciliği ve Anadolu Üniversitesi İşletme bölümlerinden mezun oldu. Birçok girişimcilik faaliyetinde bulundu ve kendi şirketlerini yönetti. 2003 yılında Özelleştirme İdaresi Başkanlığında görev alan Yıldız, Ataköy Marina, Türk Hava Yolları ve Erdemir A.Ş. gibi şirketlerde orta düzey yöneticilik görevlerinde bulundu. 2016 yılına kadar süren Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı’ndaki görevinin ardından Eltemtek A.Ş.‘de Genel Müdür Yardımcılığı yaptı. 2016 yılı Nisan ayında kamu görevlerinden ayrılarak Global Markets Turkey’i kurdu ve Norveç merkezli Global bir IT şirketine bir süre danışmanlık hizmeti verdi.
Şu an finans ve enerji ticareti alanlarında iki fintech şirketi yöneten Yıldız, ülkemizdeki ilk kitle fonlaması platformlarından biri olan fonbulucu.com’un kurucusudur. Girişimcilik ve kitle fonlaması üzerine birçok makalesi bulunmakta olup, girişimcilik ekosistemi içerisinde fonlama ve bilgilendirmeyi görev edinen Girişimci Gazetesi, Paya Dayalı Kitle Fonlama Platformu fonbulucu INVEST, Ödül ve Bağış Temelli Kitle Fonlama Platformu fonbulucu REWARD, Girişimci ve Yatırımcılar için Yardım Merkezi fonbulucu SUPPORT, Eğitim Platformu fonLABS, Sürekli ve Ödüllü Aylık Fikir Yarışması Fikirler Yarışıyor, sürekli fonlama imkanı veren Non Stop Fund gibi birçok platformu yöneten şirket olan Global Kitle Fonlama Platformu A.Ş.'nin Y.K. Başkan V., Genel Müdür ve Yatırım Komitesi Üyesidir. Ayrıca ReINVeS Ventures Girişim Sermayesi Yatırım Fonu ve ReINVeS Angels Melek Yatırımcı Ağı yönetim şirketlerinin Y.K. Başkanıdır. Mentor, girişimci ve melek yatırımcı da olan Yıldız, evli ve iki çocuk babasıdır.