İngiliz Filozof ve felsefeci Francis Bacon der ki, ‘’Bilginin Kendisi Güçtür.’’ Burada her iki anlamının da hayatımızda önemi büyük. Bilgi hem güç getirir hem de pek çok farklı nedenle gerçek bilgiye ulaşmak aslında güçtür.
Her çağ bir anlamda kendi bilgi kaynaklarını geliştiriyor. Matbaanın ortaya çıkışı nasıl bir milatsa internetin hayatlarımıza dahil oluşunu da aynı kefeye koyabiliriz. Yaşadığımız teknoloji çağının da getirisi internet ve beraberinde gelen sosyal medya kanalları. ‘’Doğru ya da yanlış’’ hemen her bilgiye internet aracılığıyla kolaylıkla erişebiliyoruz. Sosyal medya kanalları da günlük vaktimizin çoğunu harcadığımız platformlar.
‘’Tabi ki binlerce yıldır dünyanın her yerinde biriken milyonlarca bilginin hepsine birden maruz kalınca biraz afalladık.’’
Neyin doğru neyin yanlış olduğunu ancak kendi gerçek bilgimize güvenerek anlayabileceğimiz, spekülatif bir dünyanın içinde bulduk kendimizi. Böyle geniş bir kaynağı nasıl kullanacağımız ya da nasıl konumlandıracağımız da tamamen bizlerin kendi seçimi olacak.
‘’Bilgiye sahip olanlar, kendinden sonra bu bilgiye kimin sahip olacağını veya bilginin ne kadarını paylaşacağını da belirlemeye başladı.’’
Dünyada bu zamana kadar yaşanmış salgın hastalıkların yüksek ölüm oranlarına karşın Covid-19 sürecini eski oranlara nazaran daha az zayiatla atlatmamızın sebeplerinden biri de internet erişimiydi. Covid-19 sürecinde internet ve sosyal medya kanalları aracılığıyla bilgilendik, sürecin ciddiyetine hâkim olduk.
Bilgilerin doğruluğu için kaynağın önemini kavradık ve her bilgiye aynı ehemmiyette yaklaşmamız gerektiği troller ve fake bilgiler ışığında öğrendik.
Her ilerici akımda olduğu için teknolojiyi ve interneti de kendi lehine çevirmek isteyen birtakım gruplar ve trol çeşitlilikleri sardı. Ve böylelikle ‘’Alternatif Kaynak’’ diyebileceğimiz nadiren doğru bilgilerle bezenmiş fakat gerçeği saptırmaya yönelik tabir yerindeyse ‘’Kulaktan Dolma’’ bilgilerle doldurulduk.
“Bilgi”nin doğruluğunun teyidi
‘’Bu artık öyle bir ihtiyaç haline geldi ki, bu işten para kazanarak en azından ciddi bir editöryal ekibin ayakta kalmasını sağlayacak bir ekonomi yaratacak girişimler doğdu. Teyit.org ekibi yetişemeyeceği kadar çok konuda iyi bir iş çıkarıyor.’’
Tüm bu yaşananlar bizi şu anki gündeme, yani Sosyal Medya Yasa Tasarının konuşulduğu şu ana getiriyor. Yanlış bilginin ya da manipülasyonun önüne geçmeyi amaçladığını iddia eden bir çeşit kısıtlamalara yer veriliyor. Sosyal medya kullanımını doğrudan etkilemeyi hedefleyen yasa tasarısının uygulanabilirliği merak konusu.
‘’Bilginin doğruluğunun teyidini yapacak objektif otorite kim olacak?’’
Yasanın kendisinin bile objektifliği tartışılırken aynı zamanda bilginin doğruluğunu teyit edebilecek karar merciinin kimler olabileceğine dair bir fikir yürütmek çok zor.
Bilgi Güçtür ama ona ulaşmak bu kadar güç olmamalıdır!
Bizler bu sürecin neresinde olacağız? Sosyal medya yasa tasarısı kısıtlamaya mı, özgürleşmeye yönelik hizmet mi sunacağını ilerleyen günlerde göreceğiz!
Kategori: GenelTarih: 22 Temmuz 2020, Çarşamba