Öngöremediğimiz bir yılın ardından geriye dönüp baktığımızda alıştığımız her şeyin ama her şeyin değiştiğine tanık olduğumuzu görüyoruz. Buna tabii ki "iletişim" sektörü de dahil! Ve tüm bildiklerimizi bir kenara bırakıp akışın getirdiği değişiklikleri kabul etmenin dışında yeniliklerin getireceklerine de hazırlıklı olmalıyız.

Bu kısımda Ceren Özay Uz, iletişim sektöründe yeniye ayak uydurup hayatta kalmanın ve ilerlemenin püf noktalarıyla buluşturuyor bizi.

‘’Sürdürülebilirlik kendi iş alanımızda, varlığımızı tehdit eden unsurları belirleyip, öneriler geliştirip, hedefimize varmak için iş birlikleri yaptığımız çözümün bir parçası olduğumuz yapıcı ve pozitif bir yaklaşımdır.’’

X, Y ve Z kuşağı ile öncesini karşılaştırdığımızda ortaya çıkan nesiller arası iletişim kurma farklılıklarını az çok biliyorsunuzdur? 2020’yi yaşamış bu nesilleri de tarif ederken herhalde ayrıştırıcı özellik olarak yeni oluşturduğumuz bu iletişim şekillerine yer verilecektir.

Hayırseverlik ve dayanışma temelli yaklaşımın sizi birkaç adım öne taşıdığı bir dönemdeyiz. Markamızın, iş ve sosyal hayatımızın ayakta kalabilmesi için sürdürülebilirlik odaklı olmak hepimizi kurtaracak adım olacak gibi görünüyor. Çünkü hepimiz bu çarkın bir parçasıyız.

‘’Varoluşunun risk altında olduğunu gören tüm sektör, el ele vererek çözümün bir parçası olmak ve sürdürülebilirliği sağlamak için kolları sıvadı.’’

Sanırız ki yüksek farkındalık geliştirilebilmesi için tüm dünyanın aynı felakete maruz kalması bir başlangıç oldu.

Ceren Özey Uz’un da bu kısımda sıkça değindiği gibi; ‘’Çözüm: Kolektif Çaba’’

Keyifli okumalar dileriz.

Kategori: GenelTarih: 13 Ocak 2021, Çarşamba