11. Sayı / 2. Kısım
DİKKAT ŞAHAN YENİDEN ÇIKABİLİR Mİ?
Şahan Gökbakar:
YENİ PROJE VAR MI?
“KOMİKLİK FAZLASIYLA MUTSUZ İNSANLARLA DOLU BİR TOPLUMDA ÇOK ZOR YAPILIYOR...”
INSTAGRAM HESABINI NEDEN KAPATTI?
“AMAÇSIZ BİR EYLEME DÖNÜŞMÜŞTÜ”
YENİ BİR ANTİ-MEDYA ŞOV MU?
“ARADIĞINIZ KİŞİYE ULAŞILAMIYOR,
LÜTFEN SONRA YENİDEN DENEYİNİZ!!" ????????
Röportaj: Atıl Ünal
Atıl Ünal: DİKKAT ŞAHAN YENİDEN ÇIKABİLİR Mİ?
Ş: Anti-Medya şovu ile televizyon hayatımıza giren, o şovun içinden çıkan Recep İvedik karakteri ile beğenen beğenmeyen herkesin gündemine oturup rekorlar kıran filmler yapan Şahan Gökbakar, bir süredir sessiz. Instagram hesabını da kapattı. Ne yapıyor Şahan Gökbakar, ANLIK gündemi, yeni NORMALi nedir? Biz sorduk, kendisi samimiyetle cevapladı.
İnsan sürekli aynı şeyi yaptığı zaman fark etmiyor ama, çok anlamsız bir hareket Instagram’a sürekli fotoğraf koymak, eğer bir amacınız yoksa.
Atıl Ünal: Merhaba, öncelikle röportaj talebimize olumlu cevap verdiğiniz için teşekkür ederiz. Hemen konuya girelim, ne yapıyor Şahan Gökbakar, ANLIK gündemi, yeni NORMALi nedir? Ama önce şuradan başlayalım mı? Instagram’dan çıktınız, neden? Neler oldu, sizin cephenizden dinlemek neler hissettiğinizi öğrenmek isteriz.
Şahan Gökbakar: Aslında tam anlamıyla bir çıkma denemez, ama bir süreliğine dondurdum diyebilirim. Özellikle bu pandemi döneminde, yaptığım paylaşımların anlamsızlığını fark ettim. O nedenle ben neden her gün fotoğraf koyuyorum diye düşününce koymayayım daha iyi dedim. Baktım yine sürekli elim gidiyor, bir şey paylaşmasam da vakit geçiriyorum boş boş; en iyisi kapatayım dedim ve Instagram'ımı dondurma kararı aldım. Çok da iyi geldi. İnsan sürekli aynı şeyi yaptığı zaman fark etmiyor ama, çok anlamsız bir hareket oraya sürekli fotoğraf koymak, eğer bir amacınız yoksa. Bu işten para kazanmak veya işte herhangi bir şeyi tanıtmak, reklam vb. gibi bir amacınız yoksa, günlük hayatı paylaşmanın amaçsız bir eylem olduğunu fark edip, dondurdum. Hayatımda tekrar çok ilginç şeyler olursa paylaşmak istediğim, o zaman açarım yeniden
Son 1 senedir gündemimde sadece ve sadece korona virüs var.
Atıl Ünal: Peki sizin gündeminiz ile devam edelim. Anlık olarak Sanatçı Şahan Gökbakar’ın gündeminde ne var?
Şahan Gökbakar: Son 1 senedir gündemimde sadece ve sadece korona virüs var. Bu hastalığa yakalanmadan, sağlık içinde, bu süreci geçirmeye çalışıyorum. Eşim de son derece destek oluyor. Vaktimizin neredeyse tamamına yakını hep beraber evde, teknede veya bahçede, bize ait olan alanlarda geçiriyoruz. Çok az sosyalleşiyoruz. Açık havada, bahçede mesafe ile arkadaşlarımızı görüyoruz. Onun dışında bu bir sene içerisinde sadece ve sadece beraber huzurlu mutlu vakitler geçirmeye odaklanıyoruz. Pandemi sürecini bu şekilde atlatmaya çalışıyoruz.
Gülünecek eşik geçildi maalesef. Yaptığın şaka veya skeç kaldırılamayabilir. Çünkü şu an ne yapsan, ya ocu, ya bucu, ya da şucu oluveriyorsun.
Atıl Ünal: Biraz eskilere gidelim, Dikkat Şahan Çıkabilir zamanına dönelim, #tbt mantığı ile o günleri yad edelim isteriz. Ama başka bir açıdan yaklaşmak isterim. O programı zevkle izliyorduk. Recep İvedik dahil tüm tipler, anti-medya bir bakış açısı ile bir eleştiri yöntemi olarak bize geçiyordu. Aslında siz sonrasında da aynı şeyi yaptınız. Doğru mu?
Şahan Gökbakar: Dikkat Şahan Çıkabilir benim ilk televizyon projem diyebilirim. Anti-medya bir şovdu ve televizyondaki garip, komik, ilginç, saçma programları kendince eleştiren onlardan mizah çıkartan, aynı zamanda içindeki haber bülteni ile de ülkede gelişen trajikomik olayların skeçlerini yaptığım bir programdı. Benim ilk tanınmamı ve sevilmemi, geniş kitlelerce takip edilmemi sağlayan programdır. Bugünlerin ikliminde maalesef yapılamaz durumdadır. Hem saçmalıklar çok arttı, hangi birinin skecini yapacaksın? Hem de gülünecek eşik geçildi maalesef. Yaptığın şaka veya skeç kaldırılamayabilir. Çünkü şu an ne yapsan, ya ocu, ya bucu, ya da şucu oluveriyorsun. Gerginlik ve kavga ortamı, kutuplaşma her yeri kaplayınca ortam ciddileşiyor. Şakaya, gülmeceye pek yer kalamıyor maalesef... Şu sıralar durum müsait değil bence.
Artık büyük bir komedi kahramanı vardı ve onu ileri taşımak büyütmek gerekliydi.
Atıl Ünal: Recep İvedik filmi, ‘Dikkat Şahan Çıkabilir’in devamı idi. Biz tanıdığımız Recep’in hikayesini izledik. İkincisi de devamı oldu. Ama bir an geldi ki, o tipler üzerinden medyayı ve dolayısı ile hayatı eleştiren Şahan gitti, Recep İvedik tiplemesi yerine onu sahneleyen Şahan eleştirilmeye başlandı. Recep ne zaman Şahan’ı geride bıraktı. Ya da bıraktı mı?
Şahan Gökbakar: Recep İvedik başlı başına bir dönüm noktası kariyerimde. Bu tipleme pencere önünde oturan ve üst komşusunu sepet ipinden çekerek camdan düşüren bir adam olarak girdi hayatımıza. Sonra o kadar çok sevildi ki, biz bu tiplemeyi başka skeçlerde de kullandık. “Kim 500 bin istemez ki” yarışmasına girdi mesela. Sonrasında skeç şovumu TVler istemedi, en son Ntv’de de devam etmeme kararı alınınca, TV kariyerimde sonlara geldiğimi fark ettim. Kardeşim Togan Gökbakar da, Bilgi Üniversitesi Sinema Bölümü’nden mezun olmuştu o dönem, hadi beraber bir sinema filmi yapalım dedik.
Youtube’da en sevilen skeçlerimizin ilk 6-7 tanesi Recep İvedikli skeçlerdi. Bu karaktere film yapalım dedik. Bin bir zorlukla hayata geçirdik ve Türkiye’nin en çok izlenen filmi oldu...
Bu noktadan sonra hiçbir şey eskisi gibi olamazdı, siz de hak vereceksiniz. Artık büyük bir komedi kahramanı vardı ve onu ileri taşımak büyütmek gerekliydi. Biz de bu yönde ilerledik. Sırasıyla yeni rekorlar geldi. En son serinin 5. filmi 7,5 milyon Türkiye'de, 1 milyonu aşkın da yurt dışında biletli izlendi. 2007 yılından beri 13-14 yil oldu, hala en çok izlenen film karakteri.
Benim Recep İvedik olduğumu düşündüler ve bana bu şekilde saldırdılar. Hem de ne aydınlar, ne demokratlar, ne entelektüeller düştü bu hataya.
Atıl Ünal: Yapıbozumcu bir komedi yaptığınızı düşünüyorum. Recep’i sahnelerken, yaptıklarının eleştirileceğini biliyorsunuz. Tasvip etmediğiniz hareketlerini göz önüne sererken onu anlamaya da çalışan bir tarzınız var. Bunu bir dramda yapsanız, derinlikli karakter kurduğunuz için kurgu ödülleri alırsınız muhtemelen. Ama bu işlerde bir yerden sonra sizin Recep’in yanında yer almanız, onu anlayarak neden böyle olduğunu anlamaya çalışmanız, anlaşılamadı sanırım. Recep’i eleştirenler işleri hakir görme yanlışına düştü. Ne dersiniz?
Şahan Gökbakar: Recep İvedik bir komedi karakteri. Bizim ülkemizdeki sinema seyircisi bu karakteri izlemek, onun yaptıklarına gülmek istedi, istiyor. Sosyal olarak çok geniş bir kitleyi güldürüyor veya ilgisini çekiyor bu karakter. Dolayısı ile çok izleniyor. Bu kadar fazla öne çıkan bir şeyin eleştirilmesi de normal. Bir kesim benim bu karakteri, Recep İvedik gibi bir adamla hiç alakam olmamasına rağmen, bu kadar gerçekçi oynamamdan ve bu karakterin kafasının içine bu kadar girebilmemden çok etkilenmiş olsa gerek; benim Recep İvedik olduğumu düşündü ve bana bu şekilde saldırdı. Hem de ne aydınlar, ne demokratlar, ne entelektüeller düştü bu hataya. Halbuki şöyle düşünmek lazım; Mesela bir hamburger zinciri düşünün en meşhurlarından. Çok özellikli bir gurme yemek olduğu iddia edilebilir mi? Hayır. Çok tercih edilen ve çok sevilen bir yemek mi? Evet. Peki bu zincirin sahibi olan adam her gün ve sadece hamburger yemiyor değil mi? :) Ne yediğine girmeyelim.
Hayatımın belli bir yerinde kesinlikle komik olmayan bir proje yapmak isterim. Ne zaman nerde bilmiyorum.
Atıl Ünal: Komedi değil de dramatik bir rolde oynamayı düşündünüz mü hiç? Oyuncu olarak derinlikli oynayabilecek bir tarzınız var. Kardeşinizle beraber farklı projeler düşündünüz mü? Senaryosunu kendinizin yazmadığı bir yapımda yer almayı düşünüyor musunuz? Bu konuda teklifler oldu mu?
Şahan Gökbakar: Hayatımın belli bir yerinde kesinlikle komik olmayan bir proje yapmak isterim. Ne zaman nerde bilmiyorum. Kardeşimle çalışmaktan çok memnunum. Bence çok iyi bir yönetmen ve ben çok iyi anlaşıyorum. Bizim üretimimiz birlikte olunca daha güzel sonuç aldığıma inanıyorum. Başka projelerden de teklifler geldi. Beğenirsem yaparım dedim ama hayata gecen olmadı. Henüz yazıyorlar çiziyorlar herhalde...
Yok şunu yapayım diyorsun, aman abi boş yere saldırırlar diyor yamacındaki dostun.
Atıl Ünal: Instagram’da dönem dönem sarkastik skeçimsiler yayınladınız. Aslında ‘Dikkat Şahan Çıkabilir’ günlerine döndük sayenizde, tadı damağımızda kaldı, kapattınız Instagram’ınızı. Ne sebep oldu bunlardan vazgeçmenize?
Şahan Gökbakar: Kafam komediye veya hicve çalıştığı için, gördüğüm her olayda aklıma bir skeç geliyor. Ama maalesef 10 tane geliyorsa 1 tane yapıyorsun bu dönem. Birçok şey ekleniyor kafanın kenarına. Sen yapayım diyorsun, yanındaki koyma abi bu şöyle anlaşılır diyor. Yok şunu yapayım diyorsun, aman abi boş yere saldırırlar diyor yamacındaki dostun. İşte tam da bu hissi sevmediğim için bıraktım. Ne gerek var? Çünkü sosyal medyada aktifsen, gördüğün duyduğuna bir şey söyleyesin geliyor... En temizi kapat abi, “ooooh” kafan rahat.
Komiklik fazlasıyla mutsuz insanlarla dolu bir toplumda çok zor yapılıyor...
Atıl Ünal: Yeni nesil komedide skeçler çok önemli bir yer aldı. Özellikle televizyonda. Aynı şekilde Youtube’da Instagram’da da. Dijital platformlarda denemeler yapılıyor. Ama henüz ne format ne de mecra kullanımı tam olarak oturmadı. Format ve mecralar hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizin böyle bir projeniz var mı?
Şahan Gökbakar: Gelecek dijital mecralarda. Bu pandemi de bunu hızlandırdı. Özellikle bu mecralar kendi formatlarını doğurdu, doğuruyor. Bir çok farklı kol gelişecek daha. Komedi de şekil ve form değiştirip yine var olacak. Ama en önemlisi bu işlerin yapılacağı bir habitat, bir yaşam alanı olması. Komiklik fazlasıyla mutsuz insanlarla dolu bir toplumda çok zor yapılıyor...
Duygusal bir proje yapacağım mutlaka. Daha sakinleşeceğim, melankolikleşeceğim yılları bekliyorum.
Atıl Ünal: Güncel içerik üreticilerinden takip ettikleriniz var mı? Online projeleriniz olacak mı?
Şahan Gökbakar: Var takip ettiğim ve sevdiğim insanlar. Mesut Süre "İlişki Testi" diye bir seri yapıyor, o cok iyi. Kahkaha attırıyor bize. Doğu Demirkol ve Hasan Can Kaya’yı başarılı buluyorum. Bunların dışında fazlasıyla ilgi alanıma yönelik içerikler izliyorum. Denizcilik, marangozluk ve fırıncılık hobilerime yönelik içerik üreticilerini izliyorum.
Atıl Ünal: Herkes aynı şeye gülmüyor ama herkesi üzüntüde buluşturmak daha kolay bir tercih. Sizi de sürpriz bir duygusal yapımda görecek miyiz? Yoksa güldürerek düşündürmeye devam mı :)
Şahan Gökbakar: Duygusal bir proje yapacağım mutlaka. Ama biraz daha zamanı var bence. Biraz iç dinamiğinle de alakalı. Ruh halin veya hayat enerjinin geldiği durumla doğru orantılı. Çünkü ürettiğin şey aslında içinden gelenlerle yoğruluyor. O yüzden daha sakinleşeceğim, melankolikleşeceğim yılları bekliyorum.
Vatan haini ilan etti bir kısım sesi fazla çıkan azınlık... Evi var villası var dediler... Bir tek kibrit çöpüm yok orada. Hayatları menfaat için bir şey yapmakla geçtiği için öyle sandılar. Kişi kendi gibi bilirmiş herkesi ya...
Atıl Ünal: Kaz Dağlarındaki orman kıyımı ile ilgili sizin de öncülüğünüzde bir kamuoyu oluşturuldu, ilk gündeme getirenlerden biriydiniz. Şu anki gidişat size ne hissettiriyor?
Şahan Gökbakar: Bir motosiklet aldım ve oraları gezdim. Hayran kaldım. Antik kalıntıları, yeraltı ve yerüstü güzelliklerini gördüm. O şelaleleri gördüm, o zeytin ağaçlarını, o tabiatı gördüm. İçinde gezdim dolaştım ve mutlu oldum. Sonra bir baktım o güzelim yerin ortasında yüzbinlerce ağacı kesen bir Kanadalı maden şirketi...
Ya bir dakika nasıl olur yahu? Kim izin verdi bunlara, nasıl olur da bu kadar ağacı kestiler? Dünyanın sayılı cennet köşesine, oksijen deposuna nasıl böyle bir kıyım yapılır göz göre göre... Bir de altın işi, siyanürle yapılıyor. En zehirli madde dünya üzerindeki. Her şeyi öldürüyor. Toprak emiyor su altına karışıyor. Buharlaşıyor havaya karışıyor yağmur olarak düşüyor. Bu zararı hem o tabiata hem de oranın insanına vermeye kimsenin hakki yok dedim ve paylaşımda bulundum...
Vatan haini ilan etti bir kısım sesi fazla çıkan azınlık... Evi var villası var dediler. Yok hiçbir şeyim halbuki... Bir tek kibrit çöpüm yok orada. Hayatları menfaat için bir şey yapmakla geçtiği için öyle sandılar. Kişi kendi gibi bilirmiş herkesi ya... Binlerce insan direndi o gün, bugün ve bildiğim kadarıyla şu anda o maden durduruldu. Vatan severlik budur işte. Çıkarın olmadan vatanının ağacına sahip çıkmaktır. Binlerce vatansever sayesinde kazanan bu ülkenin ağaçları ve gelecek nesilleri oldu. İnşallah bu karar bu şekilde devam eder.
Binlerce vatansever sayesinde kazanan bu ülkenin ağaçları ve gelecek nesilleri oldu.
Aynı zamanda bir ‘Twitter hukuku’ da var diyebiliriz.
Atıl Ünal: Kaz Dağları sürecinde de gördüğünüz gibi sosyal medyanın yadsınamaz bir gücü var. Siz son zamanlarda görsel mecra olan Instagram’ı dondurup ağırlıklı olarak yazıyla kendinizi ifade edebileceğiniz Twitter’ı tercih ettiniz. Bunun özel bir nedeni var mı?
Şahan Gökbakar: Türkiye’de sosyal medya manipülasyon ve dezenformasyon merkezi durumunda. Trol orduları ile herkes suni gündemler oluşturuyor. Ama aynı zamanda bir ‘Twitter hukuku’ da var diyebiliriz. Mesela mahkeme serbest bırakıyor kaçakçıyı, tacizciyi, kadın döveni. Twitter’da bir çalkalanıyor ortam, ‘hooop’ mahkeme tutukluyor tekrar. Yani her şey algı üzerine ilerliyor şu an. Ben kendi adıma pek de içinde olmak istemiyorum. Algılarım açık çok şükür. Neyin ne olduğunu biliyor ve görüyorum. O nedenle başka bir arayış duymuyorum sosyal medya gibi...
Vatandaş olarak gündemi olabildiğince takip etmiyorum. Yoruyor, mutsuz ediyor beni bu ülkenin ve dünyanın gündemi.
Atıl Ünal: Anlık Gündeminize geri dönelim. Sanatçı Şahan’ın gündeminden, vatandaş Şahan’a gelelim mi? Malesef Pandemi ana gündem tüm vatandaşlarımız için. Sizin için Pandemi ne ifade ediyor?
Şahan Gökbakar: Bunun içine düştük bu çağda... Ne yapalım, dünyanın geçiş ve dönüşüm dönemi bu bence. Önemli bir eşikten geçiyor dünya. Bunu da göreceğimiz varmış. Bu zaman dilimi bize bunu sundu. Bilim kurgu filmi gibi herkes suratında bir bez parçası birbirine dirsek değdirerek selam veriyor. “Bunu da gördük ya” diyorum eşime bazen. Pandemi bitecek, illaki bir hal çaresi bulunacak ama insanlık bu gibi belaları daha sık yaşayacak bence. Önümüzdeki 20-30 yılda daha başka salgınlar da göreceğiz bence.
Atıl Ünal: Vatandaş Şahan’ın gündemine başka neler var?
Şahan Gökbakar: Vatandaş olarak gündemi olabildiğince takip etmiyorum. Yoruyor, mutsuz ediyor beni bu ülkenin ve dünyanın gündemi. Özellikle son 5-6 yıldır gündemden uzak kalmaya çalıştım ama son 1-2 senedir daha da özenli bir şekilde kendimi, akıl ve ruh sağlımı korumak için gündem takibini bıraktım. Haber izlemiyorum, sosyal medya takip etmiyorum, gündemle ilgilenmiyorum. Hep üzerinden vakit geçtikten sonra haberim oluyor her şeyden. Hayatın güzellikleriyle ilgiliyim. Çocuklarım ve eşimle mutlu günler, anılar biriktirmek pesindeyim.
Atıl Ünal: Şahan bugün “anti-medya” şov yapsa, programda hicvedeceğiniz ilk 5 program/kişi/fenomen kim olur?
Şahan Gökbakar: Şu an antimedaya şov muuuu?... "Aradığınız kişiye ulaşılamıyor, lütfen sonra yeniden deneyiniz!!"
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
SANATTAN NE HABER?
MASTERPİECE EV İLE SANAT DOLU ONLİNE EĞİTİM VE SEMİNERLER!
Studio Masterpiece pandemi günlerini değerlendirmenize yardımcı olacak bilgi dolu bir sanat deneyimi için online dersler ve seminerler düzenliyor. Temel Sanat tarihi, modern sanat tarihi, Mısır mitolojisi, Yunan mitolojisi üzerine önemli bilgilerin yer aldığı eğitimler veriyor. Detaylı bilgi için web sitesini ziyaret etmenizi tavsiye ederiz.
DÜNYAYI DEĞİŞTERECEK KIZ ÇOCUĞUNUN HİKAYESİ: GRETA THUNBERG BELGESELİ BBC EARTH’TE
İklim değişikliği konusunda dünya liderlerine kafa tutmak ve hızlı değişim için farkındalık yaratmak amacıyla bir yıl okulu bırakan Greta, bugün dünyanın tanıdığı en genç aktivistlerden biri oldu. BBC imzalı “Greta Thunberg: A Year to Change the World” belgeseliyle bu süreçte yaşanan olaylara yakından şahitlik edeceğiz. Küçük bir kız çocuğunun Cuma günleri okula gitmeyerek başlattığı kampanyanın tüm dünyayı nasıl etkilediğini merak ediyorsanız; belgeseli 13 Mayıs saat 23:00’da Digitürk, Tivibu ve D-Smart üzerinden izlenebilen BBC Earth kanalından izleyebilirsiniz.
3.ANADOLU’NUN KADIN GÜCÜ YARIŞMASI ‘’ŞANS’’ TEMASIYLA KADIN ÜRETİCİLERİ ÇAĞIRIYOR
Geleneksel motifleri ve kültürel değerleri modernize ederek günümüze taşıyan ürünlere dönüştürmeyi teşvik etmek amacıyla 5 ayrı kategoride düzenlenen yarışmaya, Türkiye’nin dört bir yanından kadın tasarımcı ve üreticiler 5 ayrı kategoride yarışacak.
Takı, Tekstil, Ev & Dekorasyon, Kahve Seti kategorilerinde satışa sunulmaya hazır ürünler yarışırken; illüstrasyon kategorisinde yaratıcı çizgiler arasından seçim yapılacak. Yarışma, www.anadolununkadingucu.com adresi üzerinden başvuruları kabul ediyor. Tam kapanma nedeniyle başvuru süresi 20 Mayıs 2021 tarihine kadar uzatıldı.
ÇEHOV’UN “MARTI”SI OKUMA TİYATROSU’NDA
Ölümsüz eserlerden bölümlerin seslendirildiği İş Sanat Okuma Tiyatrosu, dünya klasikleriyle sezonu tamamlıyor. Bu ay Anton Çehov’un “Martı” oyunu ile başlayacak olan Okuma Tiyatrosu, William Shakespeare’in “Aşkın Emeği Boşuna” ve “Nasıl Hoşunuza Giderse” oyunlarından okunacak bölümlerle devam edecek.
Anton Çehov’un ünlü eseri “Martı”, ortak noktaları sanat olan dört kişinin arasında geçen romantik ve sanatsal çatışmaların hikâyesini anlatıyor. Pelin Ermiş ve Uğur Karabulut tarafından seslendirilen eserin ilk gösterimi 5 Mayıs saat 20.30’da İş Sanat’ın YouTube kanalında gerçekleşecek.