19. Sayı / 2. Kısım
UNDP Türkiye İletişim Bölüm Başkanı Dr. Faik Uyanık anlatıyor:
YENİLİKÇİ BAKIŞ AÇISININ TEMELİNDE YATAN:
DİSİPLİNLER ARASI ÇALIŞMA
Bu röportajda sürdürülebilir kalkınma konusunda küçük-büyük birçok örneği yakından inceleyebilmiş bir isme start-upları sorduk. Dr. Faik Uyanık, akademik çalışmasını Avrupa Bölgesel Kalkınma Politikası üzerine yapmış, ödül alacak seviyede gazetecilik yaptıktan sonra uzun süredir Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Türkiye İletişim Bölüm Başkanlığını yürüten bir isim. Verdiği cevaplar sadece başarının değil sürdürülebilir ve sürekli başarının da şifrelerini veriyor aslında. Başarının sadece ekonomik odaklı değil, çevresel, yaşamsal, sürdürülebilir fayda ve etki odaklı da değerlendirilmesi gerektiği aşikar. Detaylı ve ufuk açıcı cevapları için kendisine teşekkür ederiz
Röportaj: Atıl Ünal
EDİTÖRÜN NOTU: Girişimciye ve ona fayda sunan bütün ekosistem paydaşlarına kendilerini ifade edebilecekleri sürekli bir mecra konumuna gelmesi amacı ile düzenlenen Start-Up Day 2022, What’s Next teması ile 22 Kasım Salı günü, İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleşirken, Anlık Normal Dergi de özel What’s Next sayıları ile karşınızda olacak. Amacımız bütün ekosistem paydaşlarına kendilerini ifade edebilecekleri bir fırsat daha sunmak. Haydi birlikte bakalım, sırada ne var?
Soru
Uzun süredir kalkınma üzerine çalışma yapan kurumlarda yer alıyorsunuz. Dolayısı ile yenilikçi birçok proje ve start-up’ı yakından takip etme fırsatınız oldu. Bu deneyime istinaden sizden tanımlamalar almak istiyoruz Faik bey. En baştan başlayalım isterim, sizin için start-up nedir?
Cevap
Start up’lar toplumun ihtiyaç duyduğu (bazen ihtiyaç duyduğunu bilmediği) alanlarda ihtiyaca uygun, sıkça yenilikçi yöntemlerle öne çıkan, tüm ölçeklerde kurulabilen, tekrarlanabilir ve yeni bir iş modeli kullanan işletmelerdir. “YENİ İŞ MODELİ”, bence start up’lar için kullanabileceğimiz en doğru anahtar kelime. Start up’lar piyasada var olmayan veya piyasadaki ürünlere veya hizmetlere göre çok daha tercih edilebilir olan ürünler ve hizmetler sunmayı, sundukları bu fırsatlar ile piyasada vazgeçilmez olmayı hedefleyen işletmeler olarak tarif edilebilir.
Soru
Bir start-up’ı değerlendirirken kriterlerimiz neler olmalıdır?
Cevap
Start-up’ların girişimde bulunacakları spesifik konudaki sorunu çok iyi analiz etmeleri gerekiyor. Bu soruna dair geliştirdikleri ürün veya hizmetin işletmeye uzun süre kar getirebilecek özellikte olması gerekiyor. Pek çok start-up yaptığı iş üzerinden yeterince kar edemediğinden, tercih sebebi olacak ürün çıkaramadığından dolayı başarısız oluyor. Bazı start-up’lar bu konularda başarı sağlamasına rağmen lojistik gibi önemli unsurlardaki eksikliklerinden dolayı veya son derece yenilikçi ürün, hizmet ve iş modelleri üretmelerine rağmen talebi sağlayacak davranış biçimlerinin ortaya çıkmaması sebebiyle başarısız olabiliyor.
Saydığım olumlu özellikleri sağlayan, yaptığı işin tekrar edilebilmesini garanti altına alan ve ölçeklendirebilen start-up’lar bana göre ekonomik anlamda başarılıdır. Buna ek olarak, hepimizin hayatının bir gerçeği olan iklim kriziyle mücadele için sürdürülebilirliği kılavuz edinen start-up’lar ise bana göre zamanımızın gerçekleriyle yüzleşebilen ve uyum sağlayabilen işletmelerdir.
Soru
Bir start-up’ın hızlı veya yavaş büyümesini etkileyen faktörler nelerdir?
Cevap
Öngörülebilen ve öngörülemeyen pek çok faktör var.
Öngörülebilen faktörler, insanların sunulan ürünü tercih etmesine neden olacak davranış biçimine sahip olmaları ve firmanın bu davranış biçimi kapsamında kendi ürünü veya hizmetinin en tercih edilebilir ürün veya hizmet olduğu konusunda potansiyel müşterileri ikna edebilmesi ile ilgili.
Öngörülemeyen faktörler ise hayatlarımızda büyük değişimlere neden olan, pandemi ve savaş gibi maalesef son dönemde hayatlarımıza yeniden giren değişimler. Bu değişimler hayatın her alanına kaos getiriyor, ama bu kaosu iş yapmak ve geliştirmek için koşulların uygun olduğu bir ortam olarak da değerlendirmek mümkün.
Somut bir örnek olarak pandemiyi ve e-ticareti ele alalım. Baktığımız zaman ne internet yeni, ne de internetten alışveriş yapmak. İkisi de bir icatlar bütününün parçası. İnsanlar normal şartlarda internete ve internetten alışveriş yapmaya görece daha yavaş uyum sağlayacakken pandemi bir anda pek çoğumuzu eve kapattı ve pek çok insan kendini hiç alışkanlığı olmamasına rağmen internetten alışveriş yaparken buldu. Bu tip alışveriş onlar için bir davranış haline geldi. Normal şartlarda yıllar sürecek bu davranış değişikliği çok kısa süre içinde gerçekleşti. Perakende alışverişi insanların evine hızlı ve güvenli şekilde ulaştırabilen start-up ve firmalar inanılmaz büyük kârlar elde ettiler ve büyüdüler. Dolayısıyla, öngörülemeyen değişimler sonucunda toplumların ihtiyaçlarını iyi analiz edip çözüm üretmek start-up’ların büyümesi için ciddi bir faktör.
Son zamanlarda önemi artan yalın start-up metodu, start-up işletmelerin ürün ve hizmetlerini test edebilme kapasitesini artırıyor. Bu da start-up’lar için belirsizliklerin azaldığı bir iş yapış biçimi ortaya koyuyor. Bu metot, değişen şartlara uyum sağlama konusunda da büyük bir avantaj. Kısa zamanda, değişen koşulları ve ürünlerinin bu koşullarda insanlara nasıl hizmet sağlayabileceğini iyi öğrenen start-up’lar çok hızlı büyüyebiliyor.
Soru
Sizce start-up’ı var eden fikir mi, ihtiyaç tarifi mi, sektördeki boşluk mu, yoksa doğru yer doğru zaman denklemi mi?
Cevap
Hem hepsini, hem herhangi birini içeren pek çok başarılı start-up var. İyi planlama yapan, ihtiyaçları gören ve çözüm üretebilen, pazarı iyi okuyabilen ve yanlış zamanda yanlış yerde yer almayan start-up’ların başarılı olmaları için pek çok sebep var. Bunun yanında doğru zamanda doğru yerde duruyorlarsa zaten onları kimse tutamıyor.
Soru
Fikir, girişim ve start-up arasındaki farkları tarif eder misiniz?
Cevap
Fikir, soyut düzlemde, bir soruna yanıt verebilecek bir olgu. Bir fikir başkasına aktarıldığında fikir sahibi ile dinleyicinin kafasındaki algı kaçınılmaz olarak farklılaşır. Bu fikir somutlaşmaya başladığında evrimini sürdürür. Sonuç olarak, fikir kişinin aklından karşıya aktarıldığı andan gerçeğe dönüşene kadar pek çok değişime uğrar. Girişim bu somutlaşmanın ilk adımı olarak ortaya çıkar, riski de ölçeği de küçüktür. Start up ise yatırım alarak, sorun çözmeye dair fikri, hedefler doğrultusunda ilerletir.
Soru
Start-up’ı sürdürülebilir kılacak unsurlar nelerdir?
Cevap
Start-up kurucularının belirli bir iş alanı hakkında bilgili, hatta uzman seviyede olması, start-up’ın başlangıçta ve sonraki süreçte ayakta kalabilmesi ve büyümesi için önemli bir faktör. Çalışan ekibin yapılan işe inanması, motivasyon ve tutkuyla çalışması her işletme için önemli; ama start-up’lar için elzem. Fikir ve ortaya çıkan iş modeli yeni olduğu ve işletme genç olmanın kırılganlıklarını taşıdığı için, çalışanlar farklı şekillerde ve sıkça ellerinden gelenin en iyisini koymak zorunda. Özellikle start-up’a can suyu verilen ilk aşamada çalışanlar çok uzun çalışma saatleriyle karşı karşıya kalıyor. Bu süreçte moralleri yüksek tutmak ve sıkı çalışmayı sürdürmek gerekiyor.
Bunlara ek olarak, start-up’ı ortaya çıkaran fikrin zamanın şartlarına uygun olması ve koşullar değişse dahi talep edilmesi gerekiyor. “Bu fikir neden beş yıl önce çıkmadı? Çıktıysa neden başarılı olmadı ve gelecekte çıkabilecek potansiyel sorun ve fırsatlar nelerdir?” Sürdürülebilirlik için start-up’ların devamlı olarak bu sorularla test edilebilmesi ve soruların yanıtlanması gerekiyor.
Son olarak, start-up’ın girdiği pazarın büyük ya da büyümesi beklenen bir alan olması gerek. Bu işletmeler büyük risk alıp çok büyük emek ortaya koyarak bir işe koyuluyorlar, eğer ödül yeterince büyük değilse start-up’ın ömrü kısalabilir.
Soru
Start-up ekosisteminin standartlarının oturması için neler gerekiyor?
Cevap
Start-up’lar çok büyük oranda, işe koyulduktan sonraki iki yıl içinde batıyor. Bu çok büyük bir güven sorununu beraberinde getiriyor. Tabii ki start-up’lar çok büyük risk ile işe başlayan işletmeler ama bazı temel konularda mutlaka ilerleme kaydedip piyasada güven oluşturulması gerekiyor.
Start-up kuracak kişilere bu tür işletmelerin büyük bir ön hazırlık ve plan gerektirdiğini iyi anlatmamız gerekiyor. Kurulduktan sonra ise finansal raporlamanın eksiksiz ve doğru olması çok önemli. Bu sayede yatırımcılar start-up’lara daha fazla güven duyabilir ve daha fazla yatırım yapabilirler. Bu da daha fazla yaratıcı beynin start-up kurmak için girişimde bulunması, daha fazla başarılı start-up elde etmek demek.
Soru
Türkiye’den bir Unicorn çıkardık ama henüz ekosistem olarak kurumsallaşamadı, eksik olan nedir?
Cevap
Unicorn’ların yoğun olarak yer aldığı ülkelere baktığımızda yatırım ve yatırımcıların bolluğu, start up’lara verilen teşvik ve destekler gibi unsurlar göze çarpıyor. Türkiye’de sanıyorum bu konularda yakalayacağımız ilerleme ekosistemin kurumsallaşmasını da sağlar.
Bunun yanında çok önemli olduğunu düşündüğüm bir başka fark ise batı ülkelerindeki disiplinler arası çalışma biçiminin benimsenmesi. Örneğin ABD’de öğrenciler üniversitelerindeki ilk yıl ortak derslerle öğrenim görüp bölümlerini sonraki yıl seçiyorlar. Bu sayede farklı profil ve eğilimlere sahip pek çok insanla tanışma ve arkadaşlık kurma imkanı elde edebiliyorlar. Bu da okul sonrası disiplinler arası işlerin önünü açıyor. Bir mühendis ve bir mimar ortak bir iş başlatabiliyor ve kimse buna şaşırmıyor. NASA gibi bir kurum arkeolog alımı yapıyor. Türkiye’de ise disiplinler arası geçirgenlik oldukça zayıf. Hem okul müfredatlarında hem de iş alanlarında. Farklı bakış açılarının kesişemediği ortamdan yenilikçi bakış açısı çıkmaz. Unicorn’lar genel olarak zaten ortada olan sorunlara değişik bir bakış açısı ile bakıp çözüm buldukları için unicorn oluyor. Bakış açısını geliştirmenin en basit ve mantıklı yolu farklı bakış açısına sahip insanlarla tanışmak tabii ki.
Soru
Önümüzdeki 5 yılda start-up ekosistemini gündemini işgal edecek olan şey nedir? Yepyeni girişim alanları mı? Aynı alanların daha detay analizi süreci mi? Fikirlerin veya girişimlerin olgunlaşması süreci mi? Metaverse mü? Net soralım: SİZCE SIRADA NE VAR?
Cevap
Önümüzdeki beş yılda bence yeni başarılı e-ticaret start-up’ları görmeye devam ederiz. Bunların bir kısmı belirli alan ve sektörlere yoğunlaşabilir çünkü çok büyük ve daha da büyümesi beklenen bir pazar var ortada.
AB Yeşil Mutabakatı Türkiye gibi pek çok ihracat ülkesi sanayisi için ciddi değişimler anlamına geliyor. Türkiye’de bu konuya uyum sağlamakta zorlanan ve ülke ekonomisinin bel kemiğini oluşturan KOBİ’lerin karbon emisyonlarını azaltma ihtiyaçları olacak. Bunun yanı sıra, Türkiye’de pek çok bölgede gelişmekte olan döngüsel ekonomi girişimleri var. Bu alanlarda eksik olan noktaları görüp yenilikler ve yeni iş modelleri oluşturabilen start up’ların önünün çok açık olduğunu düşünüyorum.
Soru
Uzun yıllar UNDP İletişim Koordinatörü olarak görev yaptınız. 2018 yılından bu yana da İletişim Başkanlığı görevini yürütüyorsunuz. UNDP’yi 3 cümlede özetleyebilir misiniz?
Cevap
UNDP olarak, toplumlara, bireylere ve işletmelere dayanıklılık kazandırmak ve sürdürülebilirlik eylemini güçlendirmek için çabalıyoruz. Kimsenin geride bırakılmadığı, gezegenimiz ile barış içinde yaşadığımız, her bir insanın kendi ayakları üzerinde durup eşsiz potansiyellerini hayatlarına yansıtabildiği bir dünya ideali için çalışıyoruz.
Dr. Faik Uyanık kimdir?
UNDP Türkiye İletişim Bölüm Başkanı
İstanbul Üniversitesi İngilizce İktisat bölümünde okudu. Jean Monnet bursu ile gittiği Belçika’da Leuven Katolik Üniversitesi’nde Avrupa Çalışmaları alanında yüksek lisans yaptı ve AB Bölgesel Kalkınma Politikası üzerine çalıştı. Marmara Üniversitesi’nde Gazetecilik alanında yüksek lisans ve doktora yaptı. Gazetecilik ve yayıncılığa 1992 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı BRT’de başladı. 1997’den itibaren on yıl süre ile NTV’de görev aldı. Üç yılı aşkın bir süre Londra’da BBC Türkçe Servisi’nde görev aldı. 2008’de Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin Sedat Simavi Ödülü’nü kazandı. 2010 yılından bu yana Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın Türkiye’deki İletişim Bölüm Başkanı olarak görev yapıyor. UNDP’nin Avrasya bölgesi iletişim ekibinde de ortaklıklar, etkinlikler ve basınla ilişkileri yönetmiştir.
Soru
UNDP hangi ihtiyaca cevap veriyor?
Cevap
UNDP, birbiriyle kesişen ve birbirini besleyen sorunları, insanların istek ve özgürlüklerinin odakta olduğu bir kalkınma yaklaşımı ile çözmeyi öneren bir Birleşmiş Milletler kuruluşu. Türkiye'nin kalkınma önceliklerine yönelik pratik çözümler bulmayı hedefliyoruz ve bu amaçla Türk hükümeti ve diğer ortaklarımızla birlikte projeler yürütüyoruz. Ayrıca, Türkiye ve çevre ülkelerdeki krizler ve doğal afetlere yanıt vermede öncü rol oynuyoruz.
Soru
Gelir modeli nedir?
Cevap
UNDP, üye devletler, çok taraflı ortaklar, uluslararası kalkınma finansmanı kuruluşları, özel sektör ve ulusal/bölgesel finans kurumları gibi çeşitli ortaklar tarafından finanse ediliyor.
Soru
Uzun vadede hedefiniz nedir?
Cevap
2030 yılına dek dünya liderlerinin uzlaştığı Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarına (SKA) ulaşmak. SKA’lar içinde iklim eylemi önemli yer tutuyor. Paris İklim Anlaşması’nın da haritasını çizdiği doğrultuda iklim eylemini sürdürerek gezegenimizi felakete sürüklenmekten alıkoymak, önceliğimiz. Gezegen ve insan tarafında büyük sorunlarımız var. En başta da iklim krizi ve çok boyutlu eşitsizlikler geliyor. Yoksulluğu tamamen ortadan kaldırmaya, gezegenimizi korumaya ve tüm insanların barış ve refah içinde yaşamasını sağlamaya odaklanan SKA’ların ortaya koyduğu ideal, tüm insanların refah içinde özgürce yaşayabilmesi için bir kılavuz. Bu amaçlar rehberliğinde, gelecek nesillere sağlıklı ve hayat dolu bir gezegen bırakmak için bugünden doğru seçimleri yapmamız şart.
Soru
UNDP’nin etki alanını artırabilmesi için maddi yatırım dışında nelere ihtiyaç var?
Cevap
Öncelikle ekonomik ve politik güce sahip olan birey ve kurumların sürdürülebilirlik prensibini benimsemesine ihtiyacımız var. Onlarla kurabileceğimiz daha geniş ortaklıklarla yaratacağımız etki daha büyük olur.
Paya düşenden çok fazlasına sahip olma ve bunu tüketim ile dışa vurmaya odaklı kültürlerimiz ve bir sistemimiz var. Bu sistem, doğal kaynakları yarın yokmuşçasına sömürdü. Bugün eşitsizliklerin ve iklim krizinin hayati sorunlar olarak ortaya çıkmasının kaynağı işte bu değerler sistemi. Bunun yerine, çocuklarımızın geleceği için gezegen ile uyum içinde yaşadığımız bir anlayışa ihtiyacımız var. Bunu yapabildiğimiz zaman UNDP’nin hayalini kurduğu çözümleri hayata geçirebileceğiz.
Soru
UNDP ve benzeri kuruluşlarda görev almak isteyen gençlere tavsiyeleriniz nelerdir?
Cevap
Genç insanların günümüzdeki sorunları gözlemleyecek araçlara ve gözlem yeteneğine sahip olduklarını düşünüyorum. Bugünkü teknoloji imkanlarıyla bir insanın kendisinden çok uzakta bir coğrafya hakkında bilgi ve fikir sahibi olması; bulunduğu ortamdan hiç ayrılmadan çok değerli beceriler kazanması mümkün. Teknolojinin tüm nimetlerinden faydalanırken bu nimetleri sadece tüketme arzusuna dayanan değerlerle kullanmanın gezegen üzerindeki sonuçlarını gördüklerini düşünüyorum. Bence bir sonraki kuşak, insan ve gezegen arasındaki dengeyi yeniden sağlayabilir. Günümüzde ve gelecekte sürdürülebilirliği ilke edinmenin liderlikte de vazgeçilmez bir unsur olduğunu düşünüyorum ve tüm gençlere sürdürülebilirliğin gerekliliği konusunda bilgi edinmelerini tavsiye ediyorum.