Kendi kendimize dert edindiğimiz ne kadar çok şey var değil mi? Alışkanlıklarımız, eşyalarımız, inandıklarımızın bizi hayata bağladığını düşünüyoruz ama gerçek anlamda elimizi kolumuzu bağladıklarını da unutuyoruz. Kendimize yarattığımız konfor alanımızı değiştirmekten de korkuyoruz. Kısacası değişime karşı koymak da alışkanlıklarımızdan biri.

‘’Oysa ne demiş Şems-i Tebrizi? “Bırak hayat sana rağmen değil, seninle beraber aksın. ‘Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir,’ diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatının altının üstünden daha iyi olmayacağını?”

Bu sayıda Mine Çakır küçük detay alışkanlıklarımızın bile bizleri alternatiflerden nasıl uzaklaştırdığını, beynimizin işleyişini nasıl etkilediğini anlatıyor. Alışkanlıklarımızla, alternatifleri baltalıyoruz ve beynimizi otomatik pilota alıyoruz. Peki bu iyi bir şey mi?

“Alışkanlıkları duygular yaratır. Tekrar değil. Sıklık değil. Sihir değil. Duygular!”

Mine Çakır, alışkanlıklarımızı belirlerken dopaminin etkisini hafife almamamız gerektiğini de vurguluyor. Bizi mutsuz eden alışkanlıklarımızı da bırakmakta zorlanıyoruz ve nedeni ise yine duygularımız!

Filozof Simone Weil bu durumu güzel özetlemiş:

“Bağlanmak illüzyon yaratır, gerçeğe sadece bağımsız insanlar ulaşabilir.”

Sizce hangi alışkanlığınız, hangi duygunuzun sonucu?

Keyifli okumalar dileriz.

Kategori: GenelTarih: 16 Temmuz 2021, Cuma